Müjde! Dee Dee Bridgewater, 11 Nisan’da Volkswagen Arena’da sahne alacak. Yaptığı albümlerle, aldığı ödüllerle ve İstanbul’da verdiği konserlerle kalbimizde ayrı yeri olan Dee Dee Bridgewater ile telefonda görüştük

28 Mart 2015 – Habertürk

Dünyada sonu gelmeyecek güzelliklerin başında güzel kadınlar, güzel sesler, güzel müzik var. En acılı coğrafyalarda ya da en verimli topraklarda hiç fark etmez mutlaka güzel bir kadına, güzel bir sese denk gelebiliyor insan. Mesela 11 Nisan’da İstanbul’a gelecek Dee Dee Bridgewater… Türkiye’deki ilk konseri değil ama dinlemekten hiç bıkmayacağımız bir ses o. Efsane isimlerin şarkılarını yorumlayışı, kocaman gülümsemesi ve kendisi gibi yetenekli kızı China Moses ile müzikseverlere bir hediye bu kadın. Konser öncesinde kendisiyle telefonda konuşma şansım oldu. Gece 11’de aradığımda telefonu açan kendisiydi. Tıpkı annemin bir arkadaşını aramışım gibi konuşmaya başladık. “Annemin yanındayım. Alzheimer oldu. Ona bakmak için Fransa’dan Los Angeles’a geldim” diye anlatmaya başladı…

Anneniz nasıl şu anda?

Hafızasını kaybediyor. Ama bu hayatın bir parçası. Eninde sonunda yaşlanıyorsun.

İlk kez albüm yapmak istediğinizi söylediğinizde ailenizin tepkisi ne olmuştu?

7 yaşındaydım, uluslararası tanınan bir caz müzisyeni olmak istediğimi söylemiştim ve sanırım ailem o yaştaki birinin böyle konuşmasını tatlı bulmuşlardı. Sonrasında da hep destek oldular.

Peki hiç zorlukla karşılaştınız mı?

Sanırım ben hep doğru zamanda doğru yerde olan nadir şanslı insanlardanım. Bana ailem ne olursa olsun inandığım şeyin peşinden gitmemi öğretti. 3 şahane çocuğum var. Tabii ki benim de zor zamanlarım oldu. Hepimizin olur. Ama her zaman kalbimin istediğini dinlemeyi, ders almayı, hayata olumlu açıdan bakmayı, pozitif kalmayı, başarımı gençlerle paylaşmayı öğrendim.

Gençlere çok destek olduğunuzu biliyorum.

Evet, elimden geldiğince onları dinlemeye, yol göstermeye, yardım etmeye, albüm çıkarmalarına yardımcı olmaya çalışıyorum. Mesela İstanbul’a birlikte geleceğim grubumdaki trampetçi Theo Crocker için bir albüm yapıyoruz. Kızım hem benim hem onun menajeri.

Bu arada kızınız China Moses da İstanbul’daydı ve o da şahane bir müzisyen…

8 yaşından beri Fransa’da yaşıyor China, şimdi bir Fransız centilmenle evli. Büyük bir televizyon yıldızı China. Çok iyi bir müzisyen. Onunla gurur duyuyorum.

Onu izlerken ne hissediyorsunuz?

Dünyanın en gururlu annesi oluyorum. Hele ki birlikte sahne aldığımızda mutluluktan uçuyorum. Sahneyi onun yönetmesini izlemeye bayılıyorum. O bir nimet. 3 çocuğum da öyle. En küçükleri 22 yaşındaki oğlum, onun da müzik grubu var.

İstanbul’da çok kez bulundunuz, şehirle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Her geldiğimde farklı bir yerde sahne aldım ve her gelişimde İstanbul’un her köşesini gezmeye çalıştım. Sultanahmet’i çok seviyorum. Taksim Meydanı’nda yürümeyi seviyorum. İstanbul’dan aldığım çok şey var evimde. Bu arada Gezi döneminde İstanbul’daydım. Polislere kitap okuyan çocuğu gördüm. Türk gençleri olarak yaptıklarınız harika. Umarım yolunuz hep açık olur. Ben de büyüğünüz olarak şarkılarımla, müziğimle olabildiğince dünyadaki tüm gençlere güç vermek istiyorum.

Çok teşekkürler. Son bir sorum var. Bize aşkla ve erkeklerle ilgili tek bir tavsiye verecek olsanız ne olurdu?

Erkekler mi dedin? Gerçekten mi? 3 kez evlenip boşandım. Bir kadın olarak kadınlara söyleyebileceğim tek şey; kimse için kendini değiştirme. Kimse için. Eğer bir adam sizi seviyorsa sizi olduğunuz kişi olarak sevmeli. Sizi değiştirmek isterse kendi yolunuza gidin ve arkanıza bakmayın.