‘Genelde evde yoruluyorum, çalışırken değil!’
Genç, yakışıklı, zeki ve esprili ünlü aktörlerle röportaj yapmak heyecanlı olmaktan ziyade keyif verici, kendine güveni artırıcı olur. Ama çocukluktan beri hayranlıkla izlediğin, sadece oyunculukla değil, dünya için yaptığı işlere baktığında da saygı duyduğun ve karizmasıyla dünyayı ters döndürebilecek bir oyuncunun karşısında olmak… İşte bu heyecandan öte bir durum. “Size amca diyebilir miyim” ile “Lütfen birlikte bir fotoğraf çekinebilir miyiz, lütfen” sözleri dilimin ucunda, profesyonel davranmaya çalışmak nasıl yorucu anlatamam. Kaptan Amerika Kış Askeri filminde Fury karakterini canlandıran Samuel L. Jackson ile röportaj başlarken tam da bu duygular içinde küçük bir çocuğa dönüştüm. Hem onunla da ikinci kez röportaj yaptığım halde! Bu kadar heyecanımın sebebi, 2 sene önceki ilk röportajımızda nasıl şahane cevaplar verdiğini hatırlamamdı. Ses kaydını çözerken sesinin, diksiyonunun ne kadar güzel olduğunu her kelimede tekrar düşünmüştüm. Kaptan Amerika Kış Askeri için buluştuğumuzda da durum farklı olmadı.
Nasılsınız?
Bugün gayet iyiyim.
Bu filmde politik göndermeler var. Genelde bu tarz aksiyon filmlerinde görme, alışık olmadığımız bir durum. Siz şaşırdınız mı bunları okuyunca?
Hayır, pek değil. SHIELD politik bir organizasyon sonuçta. Komplo teorileri ve aksiyon güzeldi.
Bu filmin senaryosunu okuduğunuzda sizi ilk ne heyecanlandırmıştı?
Her zaman olandan daha fazlasını yapmak beni heyecanlandırır zaten. Oynadığım Nick karakteri, her filmde biraz daha gelişti. Artık bir çizgi roman karakterinin ötesine geçti. Gençlerin filmi izlerken neler olup bittiğinden daha fazlasını düşündüklerini fark ettiklerinde, şaşıracakğına eminim. Bir de birlikte çalışmaktan keyif aldığım insanların arasına geri döneceğimi bilmek de heyecan vericiydi. Çocukken daha küçük çaplı yaptığım şeyleri bir stüdyoda yapabilmek çok güzel. Oturup o çizgi romanları okuduğum ve “gerçekten böyle bir dünya var mı” diye düşündüğüm zamanları hatırlıyorum da… Şimdi o dünyanın içindeyim!
O zaman bu filmlerde yer almak sizin için bir işten daha fazlası…
Tabii ki öyle. Sonuçta eğlenceli bir şey yapmak önemli. Çocukluk hayalimi gerçekleştirmek bu. Aynı zamanda gişe rekoru kıran bir filmde olmak çok güzel.
Çocukken en sevdiğiniz super kahraman hangisiydi?
Kendimi en çok Flash ile özdeşleştirirdim. Tayt giyip çok hızlı koşmak güzel gelirdi gözüme. Ben de koşuyordum.
Senelerdir sinema sektöründesiniz. Sinema dünyasında neler değişti bu sürede?
Çok fazla şey değişti. Film yapmak eskisi gibi gizemli bir iş değil. Anaokul çocukları bile yapabiliyor artık. Daha kolay ulaşılabiliyor. Ama en önemlisi daha kabul edilebilir bir meslek. Eskiden annem bunu bir iş olarak görmezdi mesela.
Eski günleri özlüyor musunuz?
Eski günlerle ilgili neyi özlüyor muyum? Günlerce bir filmin çekiminin tamamlanmasını, nasıl göründüğünü bilememeyi ya da lisede atlet olarak koşmayı mı? Her gün, yaşandığı anda güzel.
‘UYUŞTURUCU, ALKOL VE ŞÖHRET MANYAKLIĞI SAVAŞI…
İşini profesyonel anlamda çok ciddiye alan ama sektörün çevresinde yaşananları o kadar da ciddiye almayan biriniz. Ünlü olmakla nasıl yüzleştiniz?
Tam bir aptaldım ilk ünlü olduğumda. Bir sürü savaştan geçtim. Uyuşturucu savaşı, alkol savaşı, şöhret manyaklığı savaşı… Aklım başıma geldiğinde gurur duyacağım bir hayatım olması gerektiğini farkettim. Çocukken izleyip hayran olduğum aktörleri düşündüm. Onlar gibi iyi filmlerde yer almam gerektiğini fark ettim.
Robert Redford’la sette nasıl vakit geçirdiniz?
Onunla bir çok kez biraraya gelmiştik daha önce. Genç bir oyuncuyken onun düzenlediği Sundance Film Festivalleri’ne katılırdım. Yıllar içinde onunla oynayabileceğim bir iki rol kaçırdım. İlk kez onunla oynayacağım gün sete gittiğimde oturduk ve bir sürü değişik konuda konuştuk. Hayat hakkında, filmler hakkında konuştuk. Çekim saati geldiğinde bir seviye atlamıştık, birbirimizi daha iyi tanıyorduk.
Imdb’ye bakınca önümüzdeki bir iki sene içinde 10 farklı filminizin gösterime gireceğini gördüm. Hiç yorulmaz mısınız?
10 mu? Gerçekten mi? Imdb söylüyorsa doğrudur. Genelde evde yoruluyorum, çalışırken değil! O yüzden de sete gidince karavanda uyuyorum.
‘Demokratik bir duruşumuz var’
Filmin yönetmenleri Anthony ve Joe Russo da galadaydı. Ödüllü kardeşler 2016’da gösterime girecek üçüncü Captain America filmini de yönetecekler.
Bu filmde belirgin bir politik duruş var. Hatta sol görüşün ciddi şekilde desteklendiği belli. Kaptan Amerika solcu Bu özellikle amaçladığınız bir şey miydi?
Biz bu filmi yaparken ilgilendiğimiz şeylerden biri tabii ki politikaydı. Her gün sayfalarca şey okuyoruz. Pop kültür ve dünyanın durumu bizi etkiledi. Ama özellikle solcu bir yaklaşım olduğunu söylemekten ziyade demokratik bir duruşumuz var diyebiliriz.
Kaptan Amerika karakteri ile ilgili en sevdiğiniz şeyler ne?
Korkusuz, ilkelerine bağlı, çok güçlü olması. Bu yüzden de onu mümkün olduğunca çok zorluğun, acının, belanın içine sokuyoruz. İzleyicilerin onun gücünü hissetmesini ama aynı zamanda insan olduğunu anlamalarını istiyoruz. Evde filmi izlerken 8 yaşındaki çocuğum “Onu öldürüyorsunuz” diye ağlamaya başladı. İzleyicide yaratmak istediğimiz etki tam da bu!
** Bu röportaj Nisan 2014’te Habertürk’te yayınlanmıştı.